İlkokuldan itibaren boş vakitlerinde babası Mehmet Erbaş’ın ayakkabı üretimi ve tamiratı yaptığı iş yerinde zamanını geçiren Erbaş, bu sayede ileride kendisini ihracatçı yapacak mesleğin inceliklerini öğrenme fırsatı buldu.
Gençlik yıllarında deri ürünleri ve el sanatına olan ilgisi dolayısıyla 2003’te Ordu’dan İstanbul’a giden Erbaş, yabancı firma ve tasarımcılarla çalıştı.
Erbaş, farklı firmalarda 9 yıl boyunca çeşitli görevlerde bulunduktan sonra ilk atölyesini 2014’te İstanbul’da, iki sene sonra ise memleketi Ordu’da açtı.
Daha sonra Ordu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki atölyesinde ayakkabı ağırlıklı olmak üzere çanta, cüzdan valiz, kemer, şapka, deri ceket ve mont üreten Erbaş, yaklaşık 30 ülkeye ihracat yapmaya başladı.
Çırak arkadaşlarını bir araya getirdi
Murat Erbaş, AA muhabirine, mesleğe ilkokul yıllarında babasının yanında başladığını, kendisini geliştirmek için 2003 yılında İstanbul’a gittiğini söyledi.
İstanbul’da üretime devam ederken 2016 yılında havalimanı açılan Ordu’ya ikinci atölyesini kurduğunu anlatan Erbaş, çıraklık dönemindeki arkadaşlarını bir çatı altında toplayıp 2018’de tamamen Ordu’ya yerleştiğini belirtti.
Erbaş, ayakkabı üretimini el işçiliği ve yarı makine desteğiyle yaptıklarını dile getirerek, üretimde doğal tabaklanmış egzotik deriler kullandıklarını söyledi.
Derileri İtalya ve Fransa’dan temin ettiklerini belirten Erbaş, “Babam ısmarlama ayakkabı yapıyordu ayrıca tamirat yapıyordu. Biz de ilkokul yıllarında harçlıklarımızı orada çıkartıyorduk. Sabah erken saatte kalkıp köylülerden gelen ayakkabıların tamirini, boyasını ve bakımını yapıp okul harçlığını çıkartıyorduk.” dedi.
Erbaş, geçmişte imkanların kısıtlı olmasından dolayı İstanbul’a gitme kararı aldığına değinerek, “İstanbul gibi bir yerde İngilizlerle, İtalyanlarla çalışma şansımız oldu. Kendimizi geliştirmemiz de öyle oldu. Yaklaşık 9 yıl gibi işçilik sürecim oldu. Akabinde ilk atölyemi 2014’te İstanbul’da kurdum.” diye konuştu.
Murat Erbaş, şöyle devam etti: “Biz ayakkabıyı tamamen dikişlerle bağlıyoruz. Dolayısıyla ayakkabının hem kullanım ömrü uzun hem de çok dayanıklı, kimyasaldan arındırılmış oluyor. Müşterilerimiz için servise gideriz, bir kez yüz yüze geliriz ve ölçüsünü alırız. Buraya sipariş vermek için gelen misafirlerimiz olur. Ölçülerini alırız, ayak kalıplarını çıkartırız. Buna istinaden de yıllar boyunca o müşterimize kendi kalıbı olduğu için yazlık, kışlık, sezonluk ayakkabısını yapıp göndeririz.”
“Sonraki yıllarda genç nesle devredeceğiz”
Müşterilerinin yurt dışı ağırlıklı olduğunu belirten Erbaş, yurt içinde ise sanayici, iş insanı, siyaset ve sanat dünyasındaki müşterilerinin fiziksel yapılarına göre kalıp yaparak üretim gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Erbaş, Rusya ile Amerika, Kuzey Avrupa, Orta Asya ve Afrika ülkelerine ayakkabı ihraç ettiklerini söyledi. Babasının tecrübesinden istifade ederek mesleği öğrendiğini vurgulayan Erbaş, “Sonra İstanbul gibi bir yerde yabancılarla çalışma şansımız oldu. Oralardan da tecrübe edindik. Şimdi de kardeşim Ömer burada hem yanımda çalışıyor hem de Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyor. Sonraki yıllarda genç nesle devredeceğiz. O da benim tecrübemden istifade edecek ve üzerine koyarak devam edecek.” ifadelerini kullandı.
